ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 1320
Yazar: Namık Açıkgöz
ÂKİF EMRE, YAŞAYAN "DÂVÂ DELİSİ KERİM"Dİ.

ÂKİF EMRE, YAŞAYAN “Dâvâ delisi Kerim de nereden çıktı?” diyeniniz olabilir…

İzah edelim…

Bu, Mustafa Kutlu’nun Ya Tahammül ya Sefer” adlı hikâyesinin “esas oğlan”ıdır. Dâvâların dâvâ olduğu zamanlarda, derneğin temizliğini ve getir-götür işlerini yapan ve dâvâya samimiyetle bağlı olan Kerim’in hikâyesidir bu. Dâvâ için mücadele ederken zamanla mevki-makam ve paraya kavuşanların içinde, hâlâ o dâvâ günlerindeki yerinde samimiyetle duran biridir Kerim.  Para ve mevki-makamın kirletmediği bir saf insan. Belki de “Ecce homo!... Yani “İşte insan…”  denebilecek safiyette bir insandır Kerim. Dâvâsının üstüne basıp yükselmemiş; devamlı dâvâyı başının üstünde tutmuş bir masumdur Kerim. Herkes kılığı düzmüşken, eski aşk günlerindeki gibi kalan bir “deli”dir işte.

23 Mayıs günü vefat eden ve yayıncılıktan gelen Yeni Şafak yazarı Akif Emre’yi ben biraz “dâvâ delisi Kerim”e benzetirdim. Bir şey bildiğimden değil; yazılarından ve konuşmalarından çıkarırdım bunları. Tabii, hal-hareket, tavır ve üslubundan da sezilen sükuneti de onun temel özelliklerinden biriydi.

Onunla ilgili en nitelikli paylaşımlardan birini sevgili İsmail Küçükkılınç, diğerini değerli arkadaşım Prof. Dr. Alaattin Karaca yaptı.

KÜÇÜKKILINÇ DER Kİ

Küçükkkılınç, rahmetli için “dâvâ delisi Kerim” hükmünü pekiştirmemde etkili olan yorumunda şöyle diyor:

“Meğerse Akif Emre değil, vicdan vefat etmiş

Bugün vefat eden Emre değil de bir tetikçi besleme olsaydı ülke hüzne gark olur muydu?

Karakter, haysiyet ve şahsiyet sahibi bir mü'mindi.

Hemen her gün kendisini görürdüm. Ya Acıbadem metrobüs ya da otobüs durağında...

Paraya tamah etseydi vicdanlı kalamazdı. Temiz kalmak biraz da vicdanlı kalmaya bağlıdır. Temiz kalmak, bir retorik değil pratik meselesidir. Konuştuklarınız, yazdıklarınız değil yaşantınızla ispatlarsınız temiz olduğunuzu ve kaldığınızı... (Vurgu benim. N. A.)

Akif Emre-AK Parti münasebetinde ilk akla gelen şey, ne mensubiyet ve muvafıklık ne de muhalefet ve mesafeli olmaktı. Muvazene ve musahabe idi. İkisi de vicdan tezahürüydü. Aslında partiler de yalakalara, tetikçilere, parayla satın alınanlara kıymet vermezler. Şahsiyet sahibi olanların kendilerine olan yakınlığını veya uzaklığını daha fazla önemserler. Size yaşarken ne dediklerinden ziyade arkanızdan ne dedikleri mühimdir.

Bugün vefat eden Emre değil de bir tetikçi besleme olsaydı ülke hüzne gark olur muydu?”

Küçükkılınç bir başka yorumunda da şöyle diyor:

“Akif Emre, Samimî ve dürüst bir insandı. İslamcılığı ranta ve paraya tahvil etmedi, çünkü İslamcılık onun için Müslümanların derdi ile dertlenmekti.”

İşte tam bir “dâvâ delisi Kerim” örneği!...

KARACA DA DER Kİ

Sevgili kardeşim Prof. Dr. Alaattin Karaca da rahmetlinin müeddep tavrına ve objektif yorumlarına dikkat çektiği paylaşımında şöyle diyor: “Akif Emre, son devrin seviyeli sayılı gazete yazarlarından biriydi. Daima vakurâne ve edepli bir duruş sergiledi. Ne methiye düzdü, ne lüzumsuz yergi yaptı. Kalemini Hakk'a tâbi kıldı, hatalı gördüklerini edibane bir uslûpla eleştirmekten geri durmadı. Kalemini moda cereyanlara kaptırmadı, derinlikli, ciddi tahliller yaptı. Popülariteden, ucuz kalem şaklabanlıklarından uzak durdu... Ama en önemlisi, yazmayı asla ranta çevirmeyi düşünmedi, bu bakımdan 'yeni gazeteci tip'lerine asla ayak uydurmadı. Yeni bir haber sitesi kurmuştu, belli ki bu sitede daha özgürce, derinlikli, ilmi tahliller yapmayı hedefliyordu.”

Benzer bir yorumu Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, veciz bir şekilde şöyle ifade etti: “Vakur fakat eleştirel bir dili vardı. Gündelik siyasetle arasına mesafe koydu.”

O YERLİ BİR ENTELEKTÜELDİ

Akif Emre, yerli bir entelektüeldi ama Batı’yı da iyi bilen biri idi. 23 Mayıs günü yayımlanan son yazısında, Foucault’dan, ressam Rene Magritte’den ve Marvel’in Galaksinin Bekçileri (Guardians of the Galaxy) filminden bahsederek  Trump’ın Riyad ziyaretini yorumlaması, vukufunun genişliğine ve derinliğine delalet eder.

En fazla ihtiyaç duyulan bir zamanda irtihal etti Akif Emre. Türkiye, yeni bir döneme girerken, “kaçma psikolojisi” ile yazı yazmaktan, “egemen olarak yazı yazma” şuuruyla hareket edecek biri idi. O hayatını kaybetti, Türkiye de onu…

Allah rahmet eylesin.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Namık Açıkgöz
27-05-17
E mail: enpolitik.com.
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ÂKİF EMRE, YAŞAYAN "DÂVÂ DELİSİ KERİM"Dİ.
Online Kişi: 14
Bu Gün: 200 || Bu Ay: 9.862 || Toplam Ziyaretçi: 2.222.394 || Toplam Tıklanma: 52.176.226